9 Ekim 2011 Pazar

Kestane Aşkı Büyük Aşk..

      Yaşıtlarımın çoğu ve benden büyükler mutlaka yaşamışlardır sobalı evde. En azından küçükken henüz doğalgaz bu kadar yaygın değilken yaşamışızdır. Sobalı ev tek bir odanın içinde bütün ailenin ısınma çabasını anımsatır bana. Ben küçükken öyleydi. Ailemiz kalabalıktı; dayım, kardeşim, annem, babam, ben yaşardık aynı evde. En büyük oda hangisiyse orda kurulurdu soba. Çünkü genellikle orda olurdu soba borusunun deliği. Bizde öyle değildi işte salonumuz soba deliği olan odanın yanındaydı. O oda da benim odamdı. Her kış çekyatları, masayı, sandalyeyi toplar bizim odaya taşınırdık. Tabi ben bayram ederdim. Çünkü öyle nefret ederdim ki yalnız uyumaktan. Şimdi birde bütün bir aile sıkışık sıkışık benim odama taşınınca ben öyle mutlu olurdum ki..


       Soba kurulunca ben 'kış mevsimi geldi, artık yalnız yatmak yook, sıcacık dip dibe yatıcaaz, oleeey' havasına girerdim. Belki de bu yüzdendir kış mevsimini çok ama çok severim. Tabi soba sonbaharda kurulurdu benim içinde kış mevsimi çook uzun sürerdi. Televizyon, yemek masası, çalışma masası herşey işime yarayan herşey benim odamdaydı. Aynı zamanda herkes de öyle. Kimse bilmezdi nasıl mutlu olduğumu. Oda zaten küçük olduğu için ve fazla yer kalmadığı için benim salıncağımı kaldırırlardı. Ben biraz surat asardım genellikle orda sızar kalırdım çünkü. Ama öyle mutlu olurdum ki ailemle beraber dip dibe kalıcağım için.


      Kestane, mandalina kabuğu, portakal kabuğu bilen bilir kış mevsiminin habercisi sobaların vazgeçilmezleri. Ben mandalina kabuğunu sobanın üstünde yakmadan rahat edemezdim mesela. Mutlaka o kokuyu alıcam o içindeki şeyler suratımda patlıycak. Ah o kestane kokusu. Babam bilirdi ne kadar sevdiğimi her hafta 3-4 torba getirirdi yandaki manavdan. Öyle ölüm gibi gelirdi ki bana okula gitmek, o soğukta. Sonra koşa koşa eve gelirdim yine güzelce kestanemizi, yemeğimizi yerdik dayımın zoruyla ödevlerimi yapardım, sonra oturur babamın getiridği vcd'yi seyrederdik. Çok güzel olurdu babamın seçtiği filmler. Sonra vakit geç olur yatma vakti gelirse yataklar serilir. Ben uykumun arasında uyanıp bakarım odamın içine sadece sobann turuncu ışığı var etrafımda ailem yatmış tıkış tıkışız ama öyle mutluyum ki. İyi ki diyorum iyi ki yaşamışım o günleri.

1 yorum:

  1. Bu nostaljik hayati ben de ankaradaki gecekondumuzda yasamistim. evet tipki senin gibi benimde patlayan kestane ve misirIN MANDALIN VE PORTAKALIN TADI, birde bugulu hamsi zamanidir kis, ah cocuk bana cocuklugumuzn en guzel yillarini geri yasattin , gozlerim yasardi ve gercekten beni aglattin su gurbet elde, butun acimasiz yalnizligimla kapkara bulutlarin, gunlerce yagmurun ve soguk un ve firtinanin eksik olmadigi hollandaya bir de bu sene ne illetse karda yagmadi birazcikta olsa , seninle hayatimizin bir an bile olsa yasatign icin o guzel gunlerimi cocuklugumun tesekkurler eda hanim , hollandadan selam ederim

    YanıtlaSil