13 Eylül 2011 Salı

Paris'in yolları taştan

    "Aşçı Fare" yi izleyenler bilir filmin konusu Paris'te geçiyor. Hani orda fare yerden çıkıp binanın çatısına çıkıyor, sonrada etrafına bakıp haftalardır Paris'te oldugunu öğreniyor ya, sonra muhteşem bir manzara gösteriyorlar, hıh işte izlediğim zaman o an burası benim şehrim dedim. Paris benim şehrim..

    Yemek yemeği, şık giyinmeyi ve şarabı seven biri olarak Paris'i eşsiz bir yer diye tanımlıyorum. Leziz Fransız Mutfağı tarafı daha çok ağır basıyor bu şehre olan tutkumda.. Fransa'da bulunan akrabalarıma oldum olası imrenmişimdir. Doya doya karı kışı yaşıyor, Fransa'nın eşsiz kültürünü gezip görüyor, leziz yemeklerini yiyorlar. O gün geldiğin de yani Paris'e gittiğim gün bir motor kiralayıp sokakları hiç sokak görmemişcesine gezip görmek, insanlara şapşalca sırıtmak, yakışıklı fransız erkeklerini süzmek (aralarında şahanekuladeleri çıkarsa göz de kırpılabilir), Eyfel kulesinin önünde istediğim kadar cool kız fotoğrafları çektirmek, sonra bu geziye yarın devam etmek üzere geziyi yarıda bırakıp, gözde resturanların birine girip kıtlıktan çıkmışcasına kırmızı şarap eşliğinde yemeğimi yemek ve geceyi yakışıklı bir fransız erkeği ile şaka şaka. Sonra otelime yerleşip zıbarmak. Aaah Paris ahh..


      Bu Fransız erkeği fikri hiç de fena değil aslında uu ...

12 Eylül 2011 Pazartesi

Bir tek annem olsun bana bir şey olmaz..

        Öncelikle annemle çok da iyi anlaşamadığımızı belirtmek isterim. Yani birçok konuda ters düşeriz. Mesela ben kardeşimle kavga ederim, annem müdahale ederek konuyu dağıtır ve yapmak istediğim şeyi yapamadan yani kardeşime doğruyu öğretemeden konuyu kapattırır. Ama hangi aile yaşamıyor ki bütün bunları... Biliyorum ki ne kadar ters düşse de düşüncelerimiz benim onun kadar güvenebileceğim, konuşup anlaşabileceğim kimsem yok. Ne kadar inkar eden olsa da bu durum böyle.

       Son zamanlar da onun mutluluğu ve iyiliğinden başka hiçbir şey düşünemez oldum. Onun yıllardır yaptığı şeyi ben son 1 aydır yapıyorum. Onun için çok çok iyi şeyler planlıyorum, geleceğimde ki planlarda yer alıyor mesela. Çünkü son zamanlarda 'ölüm' denen lanet şey kafamı kurcalar oldu. Birgün bu şey çok sevdiğim birinin başına gelirse 'onunla neden şunları yapmadım o yaşıyorken, neden buralara gitmedik onunla, neden daha çok vakit geçirmedik, neden onu çok sevdiğimi ona söylemedim' sorularıyla baş edemiyeceğimi biliyorum. O pişmanlık duygusunu yaşamım boyunca hissetmekten çok korkuyorum. Bunun için sevdiklerime eskisinden daha fazla zaman ayırıyorum..

     Ömür denen şey herkese eşit miktarda dağıtılmasa da birgün herkes teslim edecek hayatını. Bunun bilincinde olup anneme daha çok vakit ayırır oldum. Böylelikle annemin bana ne kadar destek çıktığının, her konuda yanımda olduğunun, ne olursa olsun arkamda olduğunun farkında oldum. Yapmak istediğim şeyler hakkında iyi düşünüyor ve destek çıkıyor bana. Bunun için umarım ilerde istediklerimi en iyi şekilde gerçekleştiririm ve annem için istediğim yaşamı sunarım.. Onun temennisi benim en iyi şeyleri yaşamam, Benim temennim onun en iyi şeyleri yaşayabilmesi... Seni çok çok seviyorum anne.